Pazarlamada doğru bilinen yanlışlar

Doğru bildiğiniz 14 yanlış

💁‍♂️ Öncelikle

Serinin 57. sayısına gelene kadar yaptığım birçok sohbet oldu. Bu sohbetlerde birçok pazarlama yanlışı duydum.

Benim de sık karşılaştığım, doğru bilinen 14 pazarlama yanlışı 👇

👇 Yanlışlar

1. Büyük bütçeler büyük başarılar getirir

Bu düşünce, pazarlama dünyasında en sıklıkla karşılaştığım bir varsayım.

Ancak, gerçek pazarlama maceram bana, başarının gerçek anahtarının bütçenin büyüklüğünde değil, nasıl kullanıldığında yattığını öğretti.

Etkili bir pazarlama stratejisi, hedef kitle analizi, mesajın doğru şekilde iletilmesi ve en uygun pazarlama kanallarının seçilmesi gibi unsurları içerir.

Küçük bütçelerle bile, doğru hedeflemeyi ve yaratıcı bir içerik kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde etmek mümkündür.

2. Daha fazla trafik = Daha fazla satış

Daha fazla web sitesi trafiği genellikle daha fazla satış anlamına geldiği düşünülür; ancak, trafik kalitesi miktarından daha önemlidir.

Özellikle web sitemize akan trafik söz konusu olduğunda, büyük rakamlar görmek beni heyecanlandırıyordu. Ancak zamanla, bir şeyin eksik olduğunu fark ettim. Evet, sitemize giren insan sayısı artıyordu, ancak bu ziyaretçilerin birçoğu alakasızdı ve satışlarımıza dönüşmüyordu.

Yüksek trafik, hedef kitlenizle alakalı olmayan ziyaretçileri de içerebilir ki bu, dönüşüm oranlarını düşürebilir.

Başarılı bir pazarlama stratejisi, doğru hedef kitleye ulaşmayı ve bu kitleyi etkili bir şekilde dönüştürmeyi hedefler.

Dolayısıyla, "daha fazla" yerine "daha uygun" trafiğe odaklanmak, uzun vadede çok daha değerli.

3. Tüm pazarlama kanallarını kullanmak gerekir

İşletmeler, sınırlı kaynakları göz önünde bulundurarak, hedef kitlelerine en etkili şekilde ulaşabilecekleri kanallara odaklanmalıdır.

Kendi deneyimlerimden öğrendiğim bir şey varsa, o da 'az çoktur' ilkesinin pazarlama dünyasında da geçerli olduğudur. Örneğin, genç bir kitleye ulaşmak istiyorsanız, enerjinizi ve bütçenizi Instagram veya TikTok gibi platformlara yoğunlaştırmak daha mantıklı olabilir. Benzer şekilde, daha profesyonel bir kitleyi hedefliyorsanız, LinkedIn sizin için altın değerinde olabilir.

Bu, demografik, alışkanlıklar ve tercihler doğrultusunda seçilen birkaç kanala yatırım yapmayı gerektirebilir.

Ayrıca, her kanalın yönetimi zaman ve emek gerektirir; dolayısıyla, kaynakları en verimli şekilde kullanmak için seçici olmak önemlidir.

4. Hızlı sonuç almamız lazım

Pazarlama çabalarının hemen sonuç vermesi beklenirken, gerçekte etkili pazarlama stratejileri zaman alır.

Marka bilinirliğinin ve müşteri güveninin oluşumu, sabır ve tutarlı çabalar gerektirir.

Bir örnekle açıklamak gerekirse, bir müşteriyle ilk kez buluştuğumuzda, onlara hemen büyük satışlar yapmayı beklemiyoruz. İlk olarak, markamızı tanıtmak, değerlerimizi paylaşmak ve onların ihtiyaçlarını anlamakla başlıyoruz. Bu süreç, zaman alabilir, ancak sonunda müşteri güvenini kazandığımızda, bu ilişkiler sadece daha tatmin edici olmakla kalmaz, aynı zamanda daha sürdürülebilir ve karşılıklı yarar sağlar.

Sürdürülebilir ve sağlıklı büyüme, aceleye getirilemez. Uzun vadeli planlama ve hedeflere ulaşmak için gereken zamanı kabul etmek, gerçek başarının anahtarıdır. Bu nedenle, sabır, tutarlı çabalar ve zaman, pazarlama stratejilerimizin temel taşlarıdır.

5. Fiyatlandırma her şeydir

Fiyatlandırmanın satın alma kararlarında önemli bir faktör olduğu doğru olsa da, pazarlamada "fiyat her şeydir" düşüncesi yanıltıcıdır.

Tüketiciler aynı zamanda kalite, marka imajı, müşteri hizmetleri ve ürünün kendileri için sağladığı değeri de dikkate alırlar.

Fiyat odaklı bir strateji, markanızı düşük kalite algısıyla ilişkilendirebilir ve uzun vadede marka değerini düşürebilir.

Düşünün, bir kahve dükkanına giriyorsunuz. Neden orayı seçtiniz? Sadece fiyat mı yoksa oranın atmosferi, kahvenin kalitesi, çalışanların güleryüzü gibi diğer faktörler de mi etkili oldu? Benim için ve birçok müşteri için, cevap her zaman ikincisi.

Dolayısıyla, fiyatlandırma stratejileri, genel marka konumlandırması ve hedef müşteri değer algısıyla uyumlu olmalıdır.

6. İyi bir ürün kendini satar

"Ürün kendini satar" fikri, özellikle mükemmel bir ürün yaratmaya saatlerini, günlerini, hatta yıllarını adamış geliştiriciler ve tasarımcılar için oldukça çekici gelebilir. Ancak, pazarlama dünyasında geçirdiğim zamanda öğrendiğim bir şey varsa, o da bu düşüncenin büyük bir yanılgı olduğudur.

Pazarda rekabetin yoğun olduğu bir ortamda, ürünlerin fark edilmesi ve tercih edilmesi için etkili pazarlama stratejilerine ihtiyaç vardır.

Ürününüz ne kadar iyi olursa olsun, potansiyel müşterilere ulaşmak, onları bilgilendirmek ve ikna etmek için pazarlama çabaları gerekir.

Bu nedenle, ürün geliştirme ile eş zamanlı olarak, güçlü bir pazarlama planı uygulamak önemlidir.

7. Negatif geri bildirim daima kötüdür

Negatif geri bildirimle karşılaştığımızda ilk tepkimiz genellikle hayal kırıklığı oluyor. "Acaba nerede hata yaptık?" diye düşünürüz. Ancak, yıllar içinde anladım ki, her negatif geri bildirim, aslında bizim için bir hazine.

Çünkü bu geri bildirimler, ürünümüzü veya hizmetimizi nasıl iyileştirebileceğimizin haritasını oluşturur.

Bir keresinde, müşterilerimizden biri ürünümüzle ilgili bir sorunu dile getirdiğinde, ilk başta üzüldüm. Ancak, bu geri bildirimi detaylıca inceledikten sonra, aslında bu sorunun ürünümüzün daha da iyi olması için bir fırsat olduğunu fark ettim.

Müşterinin dile getirdiği problemi çözmek, ürünümüzü piyasadaki diğer ürünlerden ayıran bir özellik haline getirdi. Bu süreçte öğrendim ki, müşterilerimizin sesini dinlemek ve onların geri bildirimlerini ciddiye almak, sadece ürünümüzü değil, aynı zamanda markamızın bütün imajını da güçlendiriyor.

Müşteriler, dinlendiğini ve değer verildiğini hissettiğinde, bu durum marka sadakatini artırıyor ve hatta başlangıçta olumsuz bir deneyim yaşamış olan müşterileri bile sadık destekçilere dönüştürebiliyor.

Bu nedenle, olumsuz geri bildirimleri kucaklayın ve onları işimizi büyütmenin bir parçası olarak görün.

8. Pazarlama sadece satışları arttırmak içindir

Pazarlamanın temel amacı sadece satışları artırmak olarak görülse de, gerçekte çok daha geniş bir yelpazeyi kapsar.

Pazarlama, çok katmanlı ve derin bir disiplindir; evet, satışları artırma amacı taşır, ancak bu, büyük resmin sadece bir parçası.

Pazarlama; marka bilinirliği oluşturma, marka imajını yönetme, müşteri ilişkilerini geliştirme ve müşteri sadakati oluşturma gibi önemli görevleri de içerir.

Bu süreçler, bir markayı sadece bir isimden çok daha fazlası haline getirir: Bir hikaye, bir topluluk, bir güven ilişkisi.

Bir keresinde, mevcut müşterilerimizin katıldığı bir etkinlik düzenledik. Satış yapma amacımız yoktu; sadece müşterilerimizle buluşup, onları dinlemek istedik. Etkinlik sonrası, müşterilerimizin markamıza olan bağlılığında belirgin bir artış gördük. Bu, bize, pazarlamanın gerçek gücünün, uzun vadeli ilişkiler kurmakta yattığını bir kez daha hatırlattı.

Satışların artırılması bu sürecin bir parçasıdır, ancak pazarlamanın asıl gücü, marka ve müşteri arasında uzun vadeli ve sağlam bir ilişki kurmaktır. Bu, markanın değerini artırır ve sürdürülebilir büyüme sağlar.

9. Müşteriler her zaman tam olarak ne istediğini bilir

"Müşteriler her zaman ne istediklerini bilir" düşüncesi, pazarlama ve ürün geliştirmede sıkça tartışılan bir konudur.

Gerçekte, müşterilerin ihtiyaçları ve istekleri sürekli olarak değişir ve bazen bunları doğrudan ifade etmek zor olabilir.

Steve Jobs'un ünlü sözünde belirttiği gibi, bazen insanlar ne istediklerini ancak onu gördüklerinde anlarlar.

Bu nedenle, pazarlamacılar ve ürün geliştiriciler, müşteri geri bildirimlerini dikkatle dinlemeli ve piyasa trendlerini izlemeli, aynı zamanda yenilikçi çözümler sunarak müşteri ihtiyaçlarını öngörmeye çalışmalıdır.

10. Dikkat çekmenin tek yolu tuhaf veya şok edici taktiklerdir

Pazarlamada sıkça karşılaşılan bir düşünce, dikkat çekmek için mutlaka tuhaf veya şok edici olmak gerektiğidir. Ancak, bu yaklaşım, markanın uzun vadeli imajını ve müşteri ilişkilerini tehlikeye atabilir.

Gerçek şu ki, yaratıcılığın ve değerin gücü, her zaman alışılmadık taktiklerden daha etkili olabilir.

aratıcı, bilgilendirici ve değer odaklı içeriklerle, müşterilerinizin dikkatini çekebilir ve onlarla kalıcı bir ilişki kurabilirsiniz.

Sonuçta, markanızın hikayesini anlatmanın ve müşterilerinizle gerçekten anlamlı bir şekilde bağlantı kurmanın pek çok yolu vardır. Ve bu yollar, tuhaf veya şok edici olmadan da son derece etkileyici olabilir.

11. Tüm pazarlama aktiviteleri ROI ile ölçülebilir

Yatırım getirisi (ROI), pazarlama etkinliğinin başarısını ölçmenin önemli bir yolu olsa da, tüm pazarlama faaliyetlerinin değeri doğrudan finansal terimlerle ölçülemez.

Marka bilinirliği, müşteri sadakati ve marka imajı gibi bazı sonuçlar, hemen maddi getiri olarak görünmeyebilir ancak uzun vadeli iş başarısı için hayati öneme sahiptir.

Bunu şöyle düşünün: Bir dostunuzla kahve içmeye gitmek ve onlarla vakit geçirmek, dostluğunuzu derinleştirir ve uzun vadede değerli bir ilişki inşa eder. Bu, ölçülemeyen ama hissedilen bir değer yaratır. Pazarlama da benzer şekilde çalışır. Marka bilinirliği, müşteri sadakati ve marka imajı gibi unsurlar, direkt olarak 'satış' olarak dönüşmese de, bir markanın temel taşlarını oluşturur ve uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir.

Bu nedenle ben, pazarlama stratejilerimizi değerlendirirken, sadece kısa vadeli finansal getirilere bakmak yerine, marka değeri ve müşteri ilişkileri gibi uzun vadeli kazanımları da göz önünde bulundururum.

12. Pazarlama yalan söylemekle eş anlamlıdır

Pazarlama, bazen yanıltıcı veya abartılı iddialarla eş değer olarak görülse de, etik pazarlamanın temeli dürüstlük ve şeffaflıktır.

İnsanlar, gerçekten ne aldıklarını bilmek istiyorlar ve bir ürün veya hizmet hakkında doğru bilgiye sahip olduklarında, markaya olan sadakatleri artıyor.

Bu, bazen müşterilere, tüm özelliklerin onlar için uygun olmayabileceğini veya bir ürünün herkesin ihtiyacını karşılamayabileceğini söylemek anlamına gelebilir. Ancak bu dürüstlük, uzun vadede daha sağlıklı ve güvene dayalı ilişkiler kurmamıza olanak tanır.

Etik bir yaklaşım benimsemek, sadece 'doğru şeyi yapmak' meselesi değil, aynı zamanda akıllıca bir iş stratejisidir.

Sahtekarlık veya yanıltma yolu, kısa vadeli kazançlar sağlayabilir, ama gerçek marka sadakati ve müşteri ilişkileri bu yolla inşa edilemez.

13. Viral pazarlama kampanyaları tesadüfen oluşur

Bir pazarlama kampanyasının "viral" olması genellikle tesadüfi olarak görülse de, başarılı viral kampanyaların arkasında genellikle dikkatlice planlanmış stratejiler bulunur.

Viral içerik yaratıcı, yenilikçi ve hedef kitlede güçlü bir yankı uyandıracak şekilde tasarlanmış olmalıdır.

Bu zamana kadar X (Twitter) üzerinden ortalama 5 adet çok fazla viral olan gönderi paylaştım. Bunlar bana çok fazla takipçi ve etkileşim getirdi. Her seferinde gönderiyi paylaşmadan önce arkadaşlarıma "Bu gönderi viral olabilir" dediğimi hatırlıyorum. Çünkü viral içerik oluşturabilmenin bazı önceden planlanabilir yolları vardır ve harika fikir bu yolları birleştirdiğinizde ortaya viral bir içerik çıkabilir.

Bu nedenle, bir kampanyanın viral olması için stratejik bir planlama ve harika bir fikir gereklidir.

14. Pazarlama reklamcılıkla aynıdır

Pazarlama ve reklamcılık sıkça birbiriyle karıştırılan terimlerdir, ancak aralarında önemli farklar vardır.

Reklamcılık, pazarlamanın bir alt seti olarak görülebilir ve genellikle ücretli medya aracılığıyla bir ürün veya hizmetin tanıtımını içerir. Pazarlama ise çok daha geniş bir kavramdır ve ürün geliştirmeden, pazar araştırmasına, fiyatlandırmadan, dağıtıma ve elbette promosyona kadar bir işletmenin pazar iletişimiyle ilgili tüm yönlerini kapsar.

Pazarlama, bir markanın hikayesini anlatmak, müşteri ihtiyaçlarını anlamak ve karşılamak ve uzun vadeli müşteri ilişkileri oluşturmakla ilgilidir.

Bu nedenle, reklamcılık pazarlama stratejisinin önemli bir parçası olsa da, pazarlama çok daha kapsamlı bir süreci ifade eder.